27 Ocak 2010 Çarşamba

Kadın ve Erkek Liderler&Farklar ve Ortak Yönler



Yoksa geleceğin lideri siz misiniz?

Kadınlar iş hayatına daha fazla girip, yönetim kademelerinde yükseldikçe "klasik liderliğin" tanımı da değişiyor. Cam tavan engeli, rol model eksikliği, sermayenin erkeklerin elinde oluşu, kadınların daha az eğitim alması vs. aşılması gereken engeller olarak görünüyor. Yine de bu engeller yalnızca kadınların hızını azaltıyor, önlerini kesemiyor.


Kadınların iş hayatına daha fazla girmesi "geleceğin lideri nasıl biri olacak" sorunu akla getiriyor. Sahi, geleceğin lideri nasıl biri olacak? Kadınlar mı erkeklere, erkekler mi kadınlara benzeyecek? Yoksa daha başka bir şey mi olacak?

İngiltere'deki The Industrial Society adlı kuruluş 1996'da liderlikle ilgili bir araştırma yaptı. Liderlerle birlikte çalışan kişilerden liderlerini tanımlamalarını istedi. Araştırmanın sonucu 1998'de "Özgürleştirici Liderlik Modeli" başlığı altında yayınlandı. Modelde 38 liderlik davranışı yer alıyordu. (Bu davranışların ne olduğunu yine forumumuzda farklı bir başlıkta okuyabilirsiniz*).

Araştırmada İngiliz liderlerin kendi güçlü ve zayıf yönlerini değerlendirebileceği bir "liderlik profili paketi" de vardı. Liz Cook ve Brian Rothwel adlı iki yönetim danışmanı bu profillerden ilk bin tanesini analiz ederek bir cinsiyet dağılımı ortaya çıkardı. 38 liderlik davranışı altı başlık altında toplandı:


1. Özgürleştirici

2. Cesaretlendirici

3. Sonuç alıcı

4. Geliştirici

5. Örnek oluşturucu

6. Güven verici


Cook ve Rothwel, 750 erkek ve 250 kadın lider üzerinde bu altı kategoride, 38 davranışı analiz etti. Kadın ve erkek liderleri karşılaştırdı. 38 etmenin tümünde kadın liderler, erkek meslektaşlarını yüzde beş geçmişti. Kadınlar 38 etmenden 37'sinde erkeklerden daha iyi sonuç almıştı. Yalnızca "bir kriz sırasında soğukkanlılığını koruma" etmeninde erkekler kadınları geçmişti.
İki danışman, kadın ve erkek liderler konusundaki tüm çalışmalarını bir kitapta topladılar. "Kadınlar, Erkekler ve Liderlik" adlı kitap, Optimist Yayınevi tarafından Türkçe'ye çevrilerek geçtiğimiz günlerde yayınlandı.
Kadın ve erkek elbette birbirinden farklı iki cinsiyet. Yazarlar farklılığın biyolojik bir olgu olduğunu, eşitliğin ise ahlaki ve sosyal bir kavram olduğunu söylüyorlar. "Bu iki terim birbirine dünyalar kadar uzaktır" diyorlar.
Kadın ve erkek arasındaki fiziksel farklar nedir? İşte ilginç veriler. Bunların bazılarını biliyor olabilirsiniz. Yine de bir bütün halinde anlatmak açısından hepsini yazıyorum:
• Ortalama erkek bebek ortalama kız bebeğe oranla daha uzun ve kilolu.
• Yetişkin erkek vücudu ortalamada kadından yüzde 10 daha ağır, yüzde 7 daha uzun.
• Yetişkinlikte erkek vücudu kadına oranla ortalama yüzde 30 daha güçlü, kas yapısı ağırlığı ise yaklaşık iki katı.
• Erkeklerde, büyük kas kütlelerini desteklemek için kalp ve ciğerler daha büyük.
• Erkeklerin kanında daha çok hemoglobin var.
• Erkeklerin kanındaki alyuvarlar yüzde 20 daha fazla, bu nedenle kanları daha koyu ve kırmızı.
• Erkekler, kadınlardan daha derin nefes alıyorlar, buna karşılık kadınlar daha sık nefes alıp veriyorlar.
• Kadınlarda "var kalma" katsayısı daha büyük, yani yaşamak için dayanma güçleri erkeklere oranla daha fazla.
• Kadınların ortalama yaşam süreleri erkeklerden uzun.
• Erkeklerin kalp ve kas hastalıkları, virüs enfeksiyonları, ülser, bronşit, astım ve çoğu kanser türüne yakalanma olasılığı daha yüksek.
• Erkekler, akut depresyona, intihar etmeye, renk körlüğüne yüzde 75 daha eğilimli.
• Kadınlarda vücut yağı erkeklerin iki katı. Kadınlar böylece olağanüstü durumlar için fazladan yiyecek depolayarak açlığa ve hastalıklara daha dirençli oluyorlar.
• Erkeklerin cildi kadınlara oranla daha kalın. Böylece daha geç kırışıyorlar.
• Erkeklerin omuzları geniş, leğen kemikleri dar. Kadınların leğen kemiği kuşağı doğum için erkeğe kıyasla daha geniş.
Bunlar fiziksel farklılıklar. Peki "beyinsel" açıdan durum nasıl? Yazarlar erkeklerin yüzde 80-85'inin "erilleşmiş", kadınların yüzde 90'ının "dişilleşmiş" beyne sahip olduğunu söylüyorlar.
Kadın ve erkek beyinlerinin işleyiş farklılıkları ise şöyle:
• Kadın, dikkatini yoğunlaştırdığında, beyninin sağ ve sol tarafı açılıyor.
• Erkek dikkatini yoğunlaştırdığında beyninin bir tarafını kapatıyor.
• Görsel ve işitsel bağlantılar kadın beyninin her iki tarafında da var.
• Erkekte, görsel ve işitsel bağlantılar beynin yalnızca sol tarafında yer alıyor.
• Kadında mekânsal bağlantılar her iki yanda da var ama ölçülebilir bir alanda değil.
• Erkekte mekânsal bağlantılar yalnızca ön lopta yer alıyor.
Farklılıklardan sonuçlara gelecek olursak aklımıza şöyle bir soru gelebilir. Beyinsel farklılıklar liderlik tarzını etkiliyor mu?

Erkeğin beyni iş yapmak için organize durumda, çünkü bu beyin eylem için yaratılmış. Kadın beyninin yaratılma nedeni ise "dinlemek ve konuşmak suretiyle ilişki kurmak". Yani erkek yapıyor, kadın iletişim kuruyor.


Erkekler, şiddete, suça, cinayete, kazaya ve yaralanmaya daha yatkın. Şiddetli rekabete dayanan sporlara yönelmeye kadınlardan daha istekliler. Bu saldırganlık ve yarışçılık beyinlerindeki kimyasallardan kaynaklanıyor. Kadınlar didişmeye daha az, işbirliğine daha yatkınlar. İnsanın önemli olduğu ve ilişkilerin teşvik edildiği işlerde kadın ağırlığı var.
Kadınlar beyinlerinin iki tarafını da kullandığı için kendi duyguları kadar başkalarının da duygularının farkındalar. Duygusal açıdan daha hassas olan beynin sağ yarısı, analitik ve konuşma yetenekleri bakımından daha ileri olan soldaki yarıya daha fazla bilgi aktarabiliyor. Bu durum, duyguların konuşma ve düşünce süreçlerine daha kolay dâhil edilmesine olanak sağlıyor.

Testosteronları yüzünden iş ve statü kuralları erkekler için çok şey ifade ediyor. Bu yüzden, bu biyolojik gereksinimlerini karşılamak için hiyerarşiler, lig puan tabloları ve başarı ölçümleme cetvelleri düzenliyorlar. Başka bir deyişle kendilerini diğer erkeklerin performanslarıyla karşılaştırma ihtiyacı duyuyorlar. Birey ya da takım halinde bir numara en iyi olma dürtüleri var.


Erkekler, siyasi entrikaları, meydan okumayı, fethetmeyi seviyorlar. Hep kazanmaya oynuyorlar. Bu doğal özellik, otomatik olarak bir başkasının kaybetmesi anlamına geliyor.
Cook ve Rothwel, ortalama kadın ile erkeğin liderliğe katacağı doğal ve genetik yetenekleri şöyle sıralıyorlar:

Dişil///// Eril

1. İlişki yönelimi///// 1. Eylem yönelimi

2. Diyalog///// 2. Rekabetçilik

3. Dinleme///// 3. Vizyon

4. Koçluk///// 4. Buluşçuluk

5. Paradoksları benimseme///// 5. Risk alma

6. Kişiler arası bağlantılar///// 6. Hedef yönelimi

7. Sosyal farkındalık///// 7. Statükoya meydan okuma

8. Grup çalışması///// 8. En iyi olma arzusu

9. Birçok işi bir anda yapabilme///// 9. Odaklanma

10. Ayrıntıları yakalama///// 10. Yapı ve form


Yazarlar, geleceğin liderinin kim olacağı sorusunu da yanıtlıyorlar. Geleceğin liderliği eril ve dişil özelliklerin birlikteliğine ihtiyaç duyuyor. Erkek liderin dişil, dişil liderin eril liderlik özelliklerini öğrenmesi gerekiyor. Çünkü yalnızca biri yetmiyor.


Eşit ve farklıyız. Her iki cinsiyet de sahip olmadığı liderlik özelliklerini gereken düzeye kadar geliştirmeyi birbirlerinden öğrenmek zorunda. Geleceğin lideri, başkalarına kadın ya da erkek olarak değil, insan olarak yaklaşmak zorunda. Başkaları gibi düşünebilen ve kendininkinden başka akıllarla bağlantı kurabilen liderlere ihtiyaç var.